Ömrü boyunca dille ve yazınla ilgilenen, yazan, çeviren, yaratan, inceleyen, eleştiren, öğreten Türkçe sevdasının görünmez çalışkanı, saygıyla andığımız büyük usta Tahsin Yücel (17 Şubat 1933 / 22 Ocak 2016) kapağımızda. Öner Yağcı’nın yazısı…
– Edebiyata öykücü olarak başladı. İÜ’de başladığı akademik yaşamını Fransız hükümetinden aldığı bursla Paris’te sürdürdü. 1978’de profesör olup 2000 yılında emekli olana kadar üniversitede çalışan, romancı, anlatıcı, eleştirmen, denemeci, incelemeci, çevirmen, dil devriminin zorunluluğunu kavrayan büyük bir aydındı.
Dert Çok, Hemdert Yok! (Yeni Hikâyeler 1950) adlı öyküsünden beri dilimizin ve yazınımızın gelişmesi, güçlenmesi savaşımıyla yaşadı. Kitaplarında kullandığı yalın dil ve yarattığı yeni sözcüklerle usta anlatımı öne çıktı. İroni ve alaysamanın egemen olduğu bir gerçekçilikle yazdı.
İnsana sevecen ama gerçekçi ve eleştirel yaklaşımıyla dikkat çekti. “Ah benim insanlarım!” duyarlılığıyla tüketim toplumunun zavallılaştırdığı insanın içinde yaşadığı çıkmazı yoğun bir ironiyle aktarırken aydınımızın dramatik yalnızlığını da işledi, duyarsız aydınlarla gerçek halk aydınlarını karşılaştırdı. İnsanların politikaya yaklaşımındaki tutarsızlıkları, yanlışlıkları gözler önüne sererek eleştirdi.
Ömrü boyunca dille ve yazınla ilgilenen, yazan, çeviren, yaratan, inceleyen, eleştiren, öğreten Türkçe sevdasının görünmez çalışkanı, saygıyla andığımız büyük usta Tahsin Yücel (17 Şubat 1933 / 22 Ocak 2016) kapağımızda. Öner Yağcı’nın yazısı…
– Üçüncü sayfamızda, MS 121 yılında Roma’da doğup 161-180 yıllarında Roma İmparatoru olan, “filozof imparator” unvanıyla anılan Marcus Aurelius’un Kendime Düşünceler (Çev. C. Cengiz Çevik / Can Yay.) adlı yapıtını incelediği yazısıyla Adnan Binyazar yer alıyor.
– Öner Yağcı, “İnsandan insanlığa Nâzım Hikmet!” başlıklı yazısında, saygıyla andığımız Nâzım Hikmet’in (15 Ocak 1902 / 3 Haziran 1963) yapıtlarını, mücadelesini ve birçok kuşakta yarattığı silinmez izleri, direnme gücünü irdeliyor. Tam da dediği gibi “Nâzım Hikmet’in aydınlığı, dünyayı ve ülkemizi güzelleştirmeye devam ediyor hâlâ”.
– Feridun Andaç, “Dönüştüren anlatı: ‘Dönüş’” başlıklı yazısında, Libyalı romancı Hisham Matar’ın okuyucuyu “Arap Baharı”yla ülkesinin altüst oluşuna dair dile getirilenlerin arka planına taşıdığı, yanı sıra babası Cebelle Matar’ın serüvenini anlattığı ve Kaddafi Libyası’nın totaliter rejiminin tarihçesi de niteliğindeki otobiyografik anlatısı Dönüş’ü (Çev. Yasemin Çongar, Siren Yay) irdeliyor.
– Necdet Neydim, Luis Sepúlveda’nın yeni bir erdem öyküsü niteliğindeki Yavaşlığın Önemini Anlayan Salyangozun Hikâyesi (Çev. Mahir Ünsal Eriş / Everest Yay.) adlı yapıtını merceğe alıyor.
– Mustafa Günay, felsefi şiir anlayışıyla tanınan Yücel Kayıran’ın “Modern Türk Şiirinin Neliği Üzerine Bir Soruşturma”, “60’lara Doğru: Ahmet Oktay ve…”, “Kalbin Elem Günleri Cumhuriyet’in İlk Kadın Şairi: Gülten Akın”, “Poetik Varlık” başlıklı bölümlerden oluşan dördüncü düzyazı kitabı Poetik Varlık’ı (Everest Yay.) inceliyor.
– Bayram Ali Eşiyok, Ömer Faruk Çolak’ın editörlüğünde yayımlanan, Cumhuriyet ekonomisinin ayrıntılı bir bilançosunun çıkarıldığı beş ciltlik Yüzyılın Ekonomisi’ni (Efil Yay.) merceğe alıyor.
– Y. Bekir Yurdakul, “Yeni bir ‘kaçış’ oyunu!” başlıklı yazısında, Vladimir Tumanov’un, dört ciltlik “Gizemli Haritalar” dizisinin yine heyecan dolu bilmeceler ve oyunlarla akan son halkası Volkandan Kaçmak’ı (Çev. Mine Kazmaoğlu / Günışığı Kitaplığı) merceğe alıyor.
– Mustafa Başaran’ın hazırladığı Bulmaca ile düşün trafiği sürüyor!
İyi okumalar
Gamze Akdemir
Kitap Dergi, YARIN gazeteniz Cumhuriyet’le birlikte…
Unutmayın; her gün Cumhuriyet her perşembe Cumhuriyet Kitap Dergi okunur!