CHP’nin, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin TİP Hatay Milletvekili Can Atalay kararının ardından Anayasa Mahkemesi’nın ‘hak ihlali’ yönünde karar veren üyelerine suç duyurusunda bulunmasıyla başlayan yargı krizinin araştırılmasına ilişkin getirdiği grup önerisi TBMM Genel Kurulu’nda AKP ve MHP’li milletvekillerinin oyları ile reddedildi.
TBMM Genel Kurulu’nda CHP’nin Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin TİP Hatay Milletvekili Can Atalay kararının ardından Anayasa Mahkemesi ile arasında başlayan yargı krizinin araştırılması önergesinin bugün görüşülmesi için gröp önerisi getirdi. Önergeye ilişkin konuşan CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, AKP’nin iktidara geldiği günden bugüne sivil anayasa vaadinde bulunduğunu belirterek, “Bu söylem siyasi taktik haline gelmiş durumda, buna devam ediliyor. Hoş Anayasa’yı ne yapacaksınız siz, Anayasa’ya uymadıktan sonra yeni anayasa yapsanız ne olur? Mesela Anayasa’nın ikinci maddesi, Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir yazar. Siz Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olması ilkesine uyuyor musunuz? Mesela Anayasa’nın 10’uncu maddesi eşitlikle ilgilidir. Bu maddeye uyuyor musunuz? Anayasa’nın 83’üncü, 90’ıncı maddesi. Bütün bunlara göre. Anayasa Mahkemesi 153’üncü madde. Mahkemenin kararlarının bağlayıcılığı. Bütün bunlara uyuyor musunuz? Bu ülkede bırakın vatandaşı, baro başkanları toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanamadı” dedi.
Emre, “Krizi çıkartalım, bu krizden beslenelim. İktidarımızı tahkim edelim” stratejisi uygulandığını belirterek, “Ortada şöyle bir gerçeklik var. Anayasa Mahkemesi kararları herkesi bağlar. 13. Ağır Ceza Mahkemesi, o karar. Her mahkeme kararı doğrudur diye bir şey yok. Anayasa Mahkemesi kararları doğru da olabilir, yanlış da olabilir. Siz bunun yanlış olduğunu söyleyebilirsiniz, biz de zaman zaman Anayasa Mahkemesi kararlarının yanlış olduğunu dile getirdik. Ama mahkeme kararlarının uygulanmaması demek, bizim aslında kendimizi inkar etmemiz demek” diye konuştu.
Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, anayasaların toplumsal barışın teminatı olduğunu ve nitelikli çoğunlukla değiştirilme nedeninin de iktidar olanların herkesin kendisini güvence altında hissetmesinden kaynaklandığını söyledi. Kaya, “Söz konusu olan anayasa ve insan hakları ihlali ise gün gelir mağdur MHP’li Engin Alan olur, gün gelir mağdur HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu ya da Leyla Güven olur. Gün gelir mağdur CHP’li Enis Berberoğlu olur. Gün gelir mağdur Adalet ve Kalkınma Partisi’nin tüzel kişiliği olur. Şayet Engin Alan ile ilgili kararı sadece MHP alkışlarsa, HDP ile ilgili kararları HDP, CHP ile ilgili kararları CHP, AK Parti ile ilgili kararları sadece AK Parti alkışlarla, o zaman işime geldiği zaman Anayasa Mahkemesi, işime gelmediği zaman yargı vesayeti gibi durumla karşı karşıya kalmış oluruz” dedi.
“DOSYA YARGITAY CEZA GENEL KURULU’NA GİTMELİ”
İYİ Parti Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun da, “Anayasa’yı fiilen işlevsiz kılan, normlar hiyerarşisinde anayasanın üstünlüğünü yok sayan bu kararın Yargıtay açısından tarihe kara bir leke olarak geçmemesi için derhal yapılması gereken şey, yargının tarafsız ve bağımsız olduğuna güvenin tekrar tesisi için Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 308’inci maddesini işletmektir. Nedir bu 308’inci madde, Yargıtay Ceza Daireleri’nin birisinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na bu dosyayı itirazen göndererek, tekrar 5 hakim değil 25 yüksek yargıç tarafından bir daha incelenmesini sağlamaktır” diye konuştu.
“BİZ DAMDAN DÜŞENLERİZ”
HEDEP Grup Başkanvekili Meral Daniş Beştaş ise şunları söyledi:
“Bu ülkede özellikle 15 Temmuz’dan sonra bir de 20 Temmuz darbesi var, OHAL kararı ile. Fırsata çeviren bir iktidar ile karşı karşıyayız. Ben muhalefete şunu söylemek isterim. Geçmişten ders çıkaralım. Bu parlamentoda iktidar işin sahibi, irade onlarda, onlar yaptılar. Bu sıralardan 11 milletvekilinin vekilliği düşürüldü, Anayasa Mahkemesi’nin yorumuna göre. Bu ülkede ilk defa Ahmet Yıldırım, Cumhurbaşkanı’na hakaretten vekilliği düşürülen vekildir. Cumhurbaşkanı’na hakaretten. Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasında, yerel mahkemeler arasında sanki yeni bir kriz varmış gibi bakmayı doğru bulmuyoruz, çünkü zaten biz bunu yaşıyoruz. Biz damdan düşenleriz. 2015’te burada Anayasa’ya aykırı kanun çıkarıldı. 11 milletvekili tutuklandı. Bu ülkede 2 eş genel başkanla birlikte 11 milletvekili tutuklandı. Yine 14’üncü maddeye göre Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi’nin şu anki kararları ile yeni bir tartışma oldu. Yargı, devlet organları arasında ciddi bir kriz var, doğru. Bu kriz yeni yok. AİHM kararı, AYM kararı uygulanmadığında da kriz vardı. Demirtaş’ın 1 saat kalmaması gerekirken, hala Edirne cezaevinde kalması bu krizin en büyük göstergesidir.”