Vitrindeki Albümler’de bu hafta…
LARA DI LARA ‘ESKİSİ GİBİ DEĞİL’ (GRACE RECORDS)
123 topluluğundan tanıdığımız yarı İsveçli yarı Türk besteci, söz yazarı ve solist Lara Di Lara (Dilara Sakpınar), 2014 yılından bu yana solo kariyerini sürdürüyor. Dördüncü albümü “Eskisi Gibi Değil” adıyla müsemma.
Lara, açılışta doğmamış çocuğuna şiirsel bir dille hitap ediyor. Anneliği tanımaya çalışıyor, tanıtmaya, tarif etmeye çalışıyor. Eskiye özlem duymadan açtığı yeni sayfanın heyecanını ve temizliğini yaşıyor. Hamilelikte yazılmış şarkılar haliyle müziğini derinden etkiliyor, en başta şarkı sözlerinin içeriğini. Kendisinin “her şey ve hiçbir şey” diye tanımladığı bu içerikte anneliğin yanı sıra doğurganlık, doğum, ölüm, doğa, insan hakları, ayrımcılık, birlik-beraberlik ve aşk gibi temalar satır aralarından seyrüsefer ediyor.
Drum’n bass’tan elektro pop’a… Akustik soundların elektronik bir bulutla kaplandığı bu parçalardan dördünün kısa pasajlardan oluşması albümü bir bütün halinde sunuyor ayrıca bir konsept yaratıyor. Herbert Pirker, Willi Rosner, Markus W. Schneider, Christina Ruf, Burak Irmak ve Selen Gülün’ün eşliğinde İstanbul ve Viyana’da yapılan kayıtlarda çok kültürlü bir hava esiyor. “Eskisi Gibi Değil” albümü çıktığında Lara anne olmuştu. Zira bundan sonraki albümleri eskisi gibi olmayacak.
PINA BERLIN ‘PINA BERLIN’
İlki “I’ll Be Missing You” idi. İki yıldan beri tek tek şarkılarını yayımlıyordu Pina Berlin, dijital platformlarda. Şimdi onları derledi topladı, ilaveler yaptı; 13 şarkıdan oluşan ve kendi adını taşıyan ilk albümünü yayımladı.
Bursa doğumlu Pınar Tatlıkazan, İstanbul Erkek Lisesi’ni bitirmiş, 2010’da Berlin’de mimarlık eğitimine başlamış ama bir müzik okuluna devam etmiş. Kısa bir süre sonra da büyük sahnelerde Pina Berlin adıyla şarkı söylemeye başlamış.
Albüm dört yıllık emeğin ürünü. Biri dışında söz ve müzik kendine ait. “I’m Süden/Güneyde”nin sözleri Friedrich Nietzsche’nin şiirinden alınmış. Gitar, bas ve klavyede Fico Jessen, davulda Aarón Castrillo, yaylılarda Roland Satterwhite yer alırken parçadan parçaya da kalabalık bir eşlikçi kadrosu katkıda bulunmuş.
Pina kendini keşfetme yolculuğu olarak albümü ortaya çıkarırken kısa geçmişinden ve mimarlık eğitiminden faydalanmayı ihmal etmemiş. Pozitif enerjiyle yaşadığı hayatın birebir yansıması onun şarkıları. Sevgi, huzur ve umut duygusuna odaklı. Müzikal açıdan ise poptan rock’a, folktan caza kadar uzanan bir yelpazesi var. İnsanın giderek yalnızlaştırıldığı bir dünyada birlik ve beraberlik çağrıları yapmayı misyon ediniyor Pina, şarkıları aracılığı ile.