Türkiye Raporu Direktörü Can Selçuki, bu seçimde ekonominin etkisinin çok daha fazla görüleceğini vurgulayarak yurttaşın gündeminde geçim sıkıntısının olduğunu, kaygı düzeyinin arttığını dile getirdi.
Seçime sayılı günler kaldı. Nasıl bir tablo ile karşı karşıya kalacağız?
Bu seçimin 2023 Mayıs seçimlerinden farklı olduğunu düşünüyorum. Birincisi ittifaklar çok farklı. Seçimden sonra tüm kamuoyu Millet ittifakı’nın dağılması üzerine odaklandı. İlk başta Millet İttifakı dağıldı, Cumhur İttifakı bir arada duruyor izlenimi yaratıldı. Ama gelişmelere bakınca farklı bir tablo var. Cumhur İttifakı’nın üçüncü büyük bileşeni YRP 900 yerde aday gösterdi. Cumhur İttifakı’nın da bir arada kaldığını söylemek mümkün değil. Diğer taraftan DEM Parti’nin CHP’nin aday gösterdiği 400’den fazla ilçede aday göstermediğini görüyoruz. Burada da bir işbirliğinden söz edebiliriz.
İkinci en büyük fark ise ekonomi. Mayıs seçiminden önce ekonomi çok kötü gidiyor, memnuniyetsiz Cumhur İttifakı seçmeni muhalefete yönelebilir algısı vardı. Bu yorumların hatalı olduğu görüldü. kur korumalı mevduat, asgari ücret zammı ve EYT’nin çıkmasıyla maliye politikasında da bir genişleme oldu. O nedenle olumsuz hava bir miktar dağıtılabildi. Şimdi ise ekonomideki olumsuz algı zirvede. Toplumdaki ekonomi algısı mayıs ayındakine göre çok daha kötü durumda. Bunu en fazla hissedenler şehirlerde yaşayanlar. Emeklilere vaat edilenlerin yapılmaması da bu duyguyu, olumsuzluğu perçinleyecek.
Ekonomideki gidişat gerçekten bu seçimde belirleyici olacak mı?
Bu seçimde etkisini çok daha fazla göreceğiz. Yaptığımız araştırmaya göre şubat ayında halkın yüzde 76’sı ekonominin güncel gidişatı hakkında çok kötü/ kötü yorumunda bulunuyor. Parti ayrımı yapmadan genel olarak halk böyle düşünüyor. Ancak AKP, İYİ Parti ve MHP seçmeninin ekonominin bugününden memnuniyetsizlik oranı yüzde 54-57 seviyelerindeyken muhalif seçmenin memnuniyetsizlik oranı ise yüzde 90’ın üzerinde.
ZOR GÜNLER GELİYOR
Seçim sonrası bizi nasıl bir tablo bekliyor?
Seçim sonucundan bağımsız olarak Şimşek programı devam edecek. Çünkü başka şansımız yok. Ama birinci öncelik ekonomi olacak. Yurttaşı çok zor günler bekliyor. Bunu düzeltmenin bedeli çok ağır olacak ve bunu vatandaş ödeyecek. Ekonomi nasıl olacak sorusu hep olumsuza gidiyor. Anadolu’yu çok sık geziyorum. Ekonomi çok ön planda. Firmaların hepsi finansal sürdürülebilirlik derdine düştü. Öngörülebilirlik olmamasından kaygılılar.
FAKİRLİKTE ORTAKLAŞIYORUZ
Gençlere dönük araştırma da yaptınız mı, siyasi partiler gençleri anlıyor mu?
Yok anlamıyor. Çünkü anlasalardı genç seçmenin toplumun geri kalanında oy verme tercihinde anlamlı şekilde ayrışırdı. Onu görmüyoruz. Gençler daha iyi, güven ve güvence altında oldukları bir hayat bekliyorlar. Bir iş, bir ev, bir araba istiyorlar. Şu anda buna ulaşmaları mümkün değil.
Türkiye’de kutuplaşmada bir azalma var mı, hangi alanlarda kutuplaşma var?
Türkiye’de kültürel kutuplaşmanın azaldığını düşünmüyorum. Ama özellikle genç kuşakta fakirlikte ortaklaşma var. Gençlerin ideolojisinden farklı olarak derdi aynı. Gençler, mevcut siyasilerin dertlerine çözüm olamayacağını düşünüyor. Yurtdışına gitmek isteyen çok fazla genç var.
Artık ortalama bir seçmen için meclis çözüm arama yeri olmaktan çıktı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildikten sonra meclisin artık toplumun gözünde bir özelliği de kalmadı. Artık çözümü yerel yöneticilerden arıyor. Yerel yöneticiler de çok daha yenilikçi çözümler bulmak durumunda kalıyorlar.
GEÇİNEMİYORUZ
Yurttaş ekonominin geleceğinden umutlu mu peki?
Araştırmamıza katılanların çoğunluğu ekonominin geleceği konusunda karamsar. Yüzde 57’si ekonominin gelecek yıl çok daha kötü/daha kötü olacağını düşünüyor. Yüzde 26’lık kesim ekonomik gidişatın değişmeyeceği görüşünde. Bu oran ocak ayına göre 5 puan artmış durumda. Ekonominin geleceğinin “daha iyi” ve “çok daha iyi” olacağına dair görüşlerin en yoğun olduğu seçmen grupları yüzde 29 ile AKP ve yüzde 32 ile MHP oldu. Ekonominin geleceğinin “çok daha kötü” olacağına dair görüşlerin en yoğun olduğu seçmen grubu ise DEM Partililer (yüzde 51). 55-64 yaş arası katılımcılar ekonominin geleceği hakkında karamsarlığın en yoğunlaştığı yaş grubu olarak yüzde 62 ile öne çıkıyor.
Yani yurttaş geçinemiyor.
Yurttaşların yüzde 55’i gelirinin giderini karşılamadığını söylüyor. “Şubat ayında gelirim giderimi ucu ucuna karşıladı” cevabı verenlerin oranı yüzde 30. “Gelirim giderimin üzerinde oldu” veya “Gelirim giderimi fazlasıyla” karşıladı yanıtını verenlerin oranı geçen yılın haziran ayından bu yana yüzde 10’un altında ve düşüyor. Geçinemeyenlerin en yüksek olduğu grup yüzde 62 ile 55- 64 yaş grubu.
Mayıs seçimlerinde ciddi bir küskünler grubu oluştu, onlar döndü mü partilerine?
Çok barıştıkları kanatinde değilim. Ama bu yerel seçim olduğu için belediye başkanlarının performansı biraz motive ediyor. 2019’a göre çok büyük bir katılım farklılığı beklemiyorum.
KAYGI ARTIYOR
Halkın gündeminde ne var şu anda?
Sadece ekonomi ve geçim sıkıntısı var. Kaygı daha çok artıyor. Hayatlar küçülüyor, evler birleştiriliyor. Bir birikimden bahsetmek mümkün değil. Tüketim kalitesizleşiyor. Buna göre ürünler çıkmaya başlıyor. Türkiye halihazırda kırılgan olan ekonomisini pandeminin başladığı yıl olan 2020’den bu yana kontrol etmekte güçlük çekiyor. Özellikle yüksek faiz ve enflasyona karşı her geçen gün azalan alım gücü geçmişten gelen borçların kapatılamamasına hatta yeni borçlanmalara neden oluyor.