Stavroz: ‘Türk dinleyicisi bizi anlıyor’

Minimal tekno denilince akla ilk gelen topluluklardan olan Stavroz “ikinci evimiz” dedikleri Türkiye’ye dönmek için gün sayıyor.

Stavroz: ‘Türk dinleyicisi bizi anlıyor’
REKLAM ALANI
Yayınlama: 12.05.2024
A+
A-

Elektronik müziğin kendine özgü müziğiyle dünyaca tanınan
Belçikalı topluluğu Stavroz yenilenmiş haliyle 29 Haziran’da Bonus
Parkorman’daki +1 Sunar: Gezgin Salon Festivali’nde sahne alacak.

Ülkemizde
büyük hayran kitlesi olan topluluktan Gert Beazar ile keyifli bir sohbet
yaptık.

– Stavroz
neredeyse 15 yıldır müzikle insanları mutlu ediyor. Öte yandan Kick Up The Dust
Ep ile grubun zaman akışında yeni bir dönem başlamış gibi görünüyor. Bu yeni
dönem için neler söylersiniz?

Kesinlikle, sırf müziğimize değil hayatımıza ve
kariyerimize yeni bir yaklaşım var ve bunun müziğimize de yansıdığına
inanıyorum. “Mindibu” albümümüzün çıkışıyla bazı yeni kariyer seçeneklerini
denedik. Bunların bize yeni bir yol göstermesini umduk. Bize yeni bir yol
gösterdi ama “Kick Up The Dust”ın çıkışı sırasında bunun aslında gitmek
istemediğimiz bir yol olduğunu anladık. “Kick Up the Dust”ın ardından gelen her
şey yükseltilmiş, daha olgun bir biçimde köklerimize geri dönecek.

– İlginç bir not olarak üniversitedeki müzik öğretmeniniz
Poltrock ile son EP’nizde birlikte çalıştınız.

Üniversiteden beri karşılıklı bir saygı ve benzer bir
müzik zevkimiz vardı. David, synthisizer ve klavyenin bağlı olduğu her şey söz
konusu olduğunda tek kişilik bir ordudur. Üstelik onun enfes müzik zevkinden
söz etmedik bile. Bu yüzden bir araya gelip müzik yaratmak kaçınılmazdı.

MELANKOLİ VE FILMNOIR

– Stavroz
müziğine melankolik caz tınılarının ve filmnoir havasının nasıl yansıdığını hep
merak etmişimdir. Bu, memleketiniz Flaman Bölgesi’nin ruh hali ile mi yoksa
ortak müzik zevkinizle mi ilgili?

Muhtemelen her ikisi de. Bu kesinlikle kişisel zevk, film
müziklerine olan ilgimiz sevgi ve aynı zamanda elektronik müziğin nasıl
yapıldığıyla da bağlantılı bir durum. Onun dışında melankoli üzüntüye,
mutluluğa, nostaljiye dokunan çok güçlü bir duygu… Bunun sonucunda da çok fazla
insana ulaşabiliyor ve herkese şarkıları farklı hissettirebiliyor.

– Görünüşe
göre elektronik dans müziği her geçen gün daha fazla izleyici çekiyor. Bunu
festival çadırlarındaki ilgiden görebiliyoruz. Ayrıca her geçen gün farklı
müzik türlerinden giderek daha fazla müzisyen, dj ikilileriyle vb. işbirliği
yapmak istiyor… Elektronik müziğin yakın gelecekte müzik endüstrisini
fethetmeye hazır olduğunu söyleyebilir miyiz?

Müzik endüstrisinde elektronik müziğin zaten vazgeçilmez
olduğuna inanıyorum. Elektronik müzik yapmak da her zamankinden daha
erişilebilir. İhtiyacınız olan tek şey bir dizüstü bilgisayar, bazı yazılımlar
ve kulaklıktır. Sonuç olarak 10 binlerce insan müzik yaratıyor. Bu da aksi
halde bilinmeyen ve görülmeyecek olan birçok yeni yeteneğin de yüzeye çıkmasını
sağlıyor. Dürüst olmak gerekirse elektronik müziğin hiçbir zaman müzik
endüstrisini tamamen fethetmesini istemiyorum. Bu herkesin bıkacağı bir durum
yaratacaktır. Uzun vadede elektronik müziğe zarar verecektir.

– Hayranlarınızın, “Dumanlı kafalar için mükemmel bir
müzik” şeklindeki ortak yorumlarından memnun musunuz?

Evet ama aynı zamanda müziğimizin birçok farklı insana
hitap ettiğini de fark ettim. Gösterilerimizde pek çok farklı kökenden,
kültürden ve yaştan insanın geldiği geniş bir hayran kitlesi görüyoruz.

İSTANBUL’DA YENİLENMİŞ BİR STAVROZ

– Türkiye’de
çok kez bulundunuz. Ankara, İzmir, güneydeki havalı plaj kulüpleri ve tabii ki
İstanbul. Türkiye’deki deneyiminiz nasıldı ve bir sonraki İstanbul konserinizde
sizden neler beklemeliyiz?

Türkiye bizim için ikinci bir eve dönüştü. Yıllar boyunca
ülkenin giderek daha fazla yerini keşfetmenin onurunu yaşadık ve birçok insanla
anlamlı sohbetler yaptık. Türk seyircisi ne yaptığımızı başka hiç kimsenin
anlamadığı kadar anlıyor. İstanbul’a döndüğümüzde yenilenen bağlılık duygusu ve
geliştirilmiş canlı performanstaki yeni şarkı seçkimiz ile yenilenmiş bir
Stavroz bekleyebilirsiniz.

AVRUPA, AMERİKA FARKI

– Avrupa
dans müziği veya daha genel olarak Avrupa elektronik müzik sahnesi Amerikalıların
kulağına biraz soğuk ve melankolik mi geliyor?

Aradaki farkın soğukluk ve melankolide değil
ulaşılabilirlikte yattığını düşünüyorum. Ortalama Amerikalı dinleyicinin
tanıdık bir şeyler duymayı umduğuna inanıyorum. Amerikalılar elektronik müziği
Avrupalılar kadar uzun süre yaşamlarının ve kültürlerinin bir parçası haline
getirmediler. Birçok Avrupalı sanatçı derine iniyor ve daha alışılmadık
elektronik müzik türleri yaratıyor. Bir türü ne kadar uzun süre dinlerseniz onu
keşfetmek için o kadar ileri gidersiniz. Amerikalılar son zamanlarda toplu
halde keşiflere başladılar. Önceleri ilgileri daha çok belirli sanatçılara
yönelikti.

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.