Muğla Akbelen’de maden için dinamit patlatılıyor. Yaşam alanlarını korumak için direnen köylüler, “Ağacımızı, toprağımızı, suyumuzu sonuna kadar savunacağız” dedi.
Limak Holding ve İÇTAŞ’ın ortak projesi olan YK Enerji’nin termik santralına kömür sağlanması için Muğla Milas’taki Akbelen Ormanı’nda maden çalışmaları geçen yaz başlamıştı. Alanda 40 bine yakın zeytin ağacı olmasına karşın Zeytin Kanunu hiçe sayılarak yakın bölgelerde dinamitle patlatma yapılıyor. Cumhuriyet, halihazırda var olan maden sahasını ve yeni alanı köylülerle birlikte gezdi. Köylüler, patlama öncesinde sirenle uyarı yapıldığını ancak patlamaların etkisiyle evlerinde çatlaklar oluştuğunu söyledi.
‘DEPREM Mİ, BOMBA MI?’
Maden sahasına çok yakın bir konumda evi bulunan 39 yaşındaki İlkay Demir, patlamalardan çocuklarının da etkilendiğini dile getirdi. Çatlayan duvarlarını sıvalarla kapatarak önlemler aldıklarını belirten Demir, “Çocuklarımı maden için patlama yapıldığına ikna edemiyorum. Patlamalar yaşandığında evimiz sallanıyor, duvarlarımız çatlıyor. Deprem mi, bomba mı anlamıyoruz” dedi. Köyün jiletli tellerle de çevrildiğini dile getiren Demir, “Tellerin hemen yanındaki arazi benim. Çoluk çocuk ellerini keser dedim ama hiç oralı olmadılar. Tellerle kapattıkları için babamın mezarına gidemiyorum. Yolu kapatmayın, dedik ama hiç acımadılar” diye konuştu. Arazilerini satmayacağını söyleyen Demir, “İki dönüm arazi için yine çadır kuracağım, yine bekleyeceğim” ifadelerini kullandı.
Köylülerin iki seneyi aşkındır nöbet tuttukları ancak geçen aylarda jandarma tarafından el koyularak adeta bir karakola dönüştürülen arazinin sahibi Haydar Demir de çalışmaların yapıldığı alana çok yakın bir noktada yaşıyor. 94 yaşında bir babası olduğunu belirten Demir, “Patlamalar sonucunda bina çökse ne olacak? Atmayın diyoruz ancak bizi dinlemiyorlar. Topraklarımızı alamayacaklar” dedi.
‘DEREMİZİ DE ALDILAR’
Akbelen Ormanı’nın kıyımına başlanmadan önce şirketler bölgede halihazırda bir maden projesi yürütüyordu. İkizköylülerden Nejla Işık, “Devam eden maden sahasının içerisinde zeytinlikler var. Üzerine moloz dökülen alan da tapu kayıtlarında zeytinlik olarak belirlenmişti. Çalışmalarla birlikte kanyonun ağzı tıkandı. İçerideki derenin yönü değişti. Burada kanun yok sayılıyor” dedi. Mücadeleye devam edeceklerini belirten Işık, “Enerjiyi bu şekilde üretmek kime ne yarar sağlar? Ekmek ve suyun üzerinden enerji üretilmez. Dört senedir köyümüz için mücadele ediyoruz. Biz karşılarında set olmasaydık buralar çoktan yok olacaktı. Önlerinde durmazsak daha nice köyler yok olacak. İsyanımız hepsine” diye konuştu. Işık, “Eskiden bizim geçmişimiz ve geleceğimiz dediğimiz bölgeyi maden uğruna yok ettiler. Şimdi de Akbelen’i yok ettiler. Topraktan vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Akbelen davasının avukatı Arif Ali Cangı ise “Maden çalışmasına engel olmasın diye suyu engelliyorlar. Vadinin önü kapatıldı, derenin yatağı değiştirildi. Fazla yağış olsa burası ne olur bir düşünün. Buradaki bütün kir ovaya taşınır. Bu memlekette Devlet Su İşleri ne işe yarar?” dedi.