Eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, 29 Kasım’da 100 yaşında hayatını kaybetti. Kissinger, Soğuk Savaş döneminin en etkili diplomatlarından biri olarak biliniyordu. Özellikle Vietnam Savaşı’nın sonlandırılması, Çin ve Sovyetler Birliği ile ilişkilerin normalleştirilmesi ve 1974’teki Kıbrıs krizinde kilit rol oynamıştı.
Richard Nixon ve Gerald Ford dönemlerinde ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı (1969-1975) ve Dışişleri Bakanı (1973-1977) olarak görev yapan Dr. Henry Kissinger, 100 yaşında hayata gözlerini yumdu.
Kissinger, görev yaptığı dönemlerde önemli dış politika konularında temel karar alıcı olarak hareket ederek, Amerikan dış politikasını şekillendirmede kilit bir rol oynadı. Müzakereye dayalı tarzıyla dikkat çeken eski bürokrat, Vietnam Savaşı‘nı sonlandırmanın yanı sıra SSCB ve Çin ile olan gerilimleri azaltmak gibi önemli başarılar elde etti.
“American Yüzyılı” idealinin ateşli bir savunucusu olan Kissinger, Türkiye’yi stratejik konumu nedeniyle Amerikan çıkarlarını sürdürmede kritik bir ülke olarak gördü. Yunanistan’a karşı Türkiye’yi tercih etti ve politikalarını, Kıbrıs anlaşmazlığı ve afyon üretimi gibi konulara odakladı. Türkiye’ye yönelik politikaları, 1974’te Makarios’a karşı Kıbrıs’ta yapılan darbe sonrasında Türkiye’nin Kıbrıs’ta askeri müdahalede bulunmasına zemin hazırladı.
İşte, Kissinger’ın yaşamında öne çıkan olaylar:
20 YAŞINDA VATANDAŞ OLDU
Henry Alfred Kissinger, 27 Mayıs 1923’te Almanya’nın Bavaria eyaletindeki Fürth kentinde dünyaya geldi. 1938 yılında 15 yaşındayken ailesi ile birlikte Nazi Almanyası‘ndan kaçarak New York’a yerleşti. 1943 yılında, 20 yaşında ABD vatandaşı oldu.
1950 yılında, Harvard College‘dan birincilikle mezun oldu. Harvard Üniversitesi‘nde sırasıyla 1951 ve 1954 yıllarında Sanat Yüksek Lisansı ve Felsefe Doktorası yaptı.
Görev süresi boyunca, güçlü müzakere kaabiliyeti ile başrol oynadığı önemli olaylar arasında, Sovyetler Birliği ile yumuşama politikası, Çin Halk Cumhuriyeti ile ilişkilerin yeniden tesis edilmesi, Yom Kippur Savaşı‘nın sona erdirilmesi ve bu uğurda Orta Doğu’da yürütülen mekik diplomasi, ABD’nin Vietnam Savaşı‘na katılımını sona erdiren Paris Barış Anlaşması‘nı müzakere edilmesi gibi önemli olaylar yer aldı.
ÇİN’DEN ÖVGÜ DOLU MESAJ
Hükümetten ayrıldıktan sonra uluslararası bir jeopolitik danışmanlık firması olan Kissinger Associates‘i kurdu. Diplomasi tarihi ve uluslararası ilişkiler üzerine bir düzineden fazla kitap yazdı.
Doğrusu, Kissinger’ın mirası, Amerikan siyasetinde oldukça tartışmalı bir konudur. Akademisyenler tarafından etkili bir Dışişleri Bakanı olarak görülmüş ve “Reelpolitik” adı verilen pragmatik siyaset yaklaşımını desteklemesi nedeniyle Amerikan müttefikleri tarafından işlenen savaş suçlarına göz yumduğu için kınanmıştır.
Kissinger, Vietnam’da ateşkesi müzakere eden eylemleri nedeniyle tartışmalı koşullar altında 1973 Nobel Barış Ödülü‘nü aldı. Buna karşılık Kissinger, Çin’de son derece sevilen bir figürdür ve China News Service ölüm ilanında onu, “dünya meselelerini derinlemesine anlayan” ve “keskin bir vizyona sahip” biri olarak tanımlamamıştır.
Henry Kissinger, ABD dış politikasında önemli bir figür olarak, Türkiye ile ilişkilerde birkaç kritik olayda rol oynamıştır. Türkiye’nin jeopolitik önemiyle ilgili olarak ise Kissinger’ın görüşleri, Türkiye’nin stratejik konumunun uluslararası ilişkilerdeki değerini vurgulamaktadır.
İşte, Kissinger’ın Türkiye ile ilgili önemli etkileşimleri ve Türkiye’nin jeopolitik önemi hakkında bazı noktalar:
KIBRIS BARIŞ HAREKATI (1974)
1974 yılı, Soğuk Savaş’ın gölgesinde geçen 20. yüzyılın en kritik dönemlerinden biriydi. Bu dönemde, Henry Kissinger’ın ABD Dışişleri Bakanı olarak yürüttüğü politikalar, uluslararası ilişkiler tarihinde önemli bir yer tutar. Özellikle, bu dönemde gerçekleşen Kıbrıs Savaşı ve ABD’nin bu savaş sırasındaki Türkiye politikası, Kissinger’ın dış politika anlayışının karmaşıklığını ve stratejik hesaplarını yansıtır.
Kıbrıs Savaşı, 15 Temmuz 1974’te Yunan cuntasının adada gerçekleştirdiği darbe ile başladı. Bu darbe, adanın Yunanistan ile birleşmesini, yani Enosis’i amaçlıyordu. Ancak bu hamle, Türkiye’nin sert tepkisini neden oldu. Türkiye, 20 Temmuz 1974’te, adadaki Türk topluluğuna karşı girişilen katliamları sonlandırmak için bir Barış Harekatı düzenledi. Kissinger bu harekatı örtülü olarak destekledi ve Türkiye’nin bu müdahalesi, Kissinger döneminde ABD dış politikasının temel taşlarından biri haline geldi.
Kissinger dönemindeki ABD, Türkiye ve Yunanistan arasında dengeli bir politika izlemeye çalışsa da, belirli noktalarda Türkiye’nin yanında yer aldığı görülür. Kissinger, NATO’nun güney kanadının korunmasını ve Sovyet tehdidine karşı stratejik bir denge kurulmasını önemsiyordu. Bu çerçevede, Türkiye’nin jeopolitik konumu, Kissinger’ın politik hesapları içinde ağır basıyordu.
ABD’nin bu dönemdeki politikası, Soğuk Savaş’ın realpolitik anlayışı ile şekillendi. Kissinger, Türkiye’nin NATO içindeki rolünün güçlü kalmasını istiyordu. Bu bağlamda, Kıbrıs Savaşı süresince Türkiye’nin yanında yer alması, ABD’nin genel dış politika stratejisinin bir parçası olarak değerlendirilebilir.
TÜRKİYE VE NATO
Soğuk Savaş döneminde Türkiye’nin NATO üyeliği, özellikle Sovyetler Birliği’ne yakınlığından dolayı stratejik olarak önemliydi. Kissinger, Türkiye’nin NATO içindeki rolünü güçlendirmeye çalışmış ve Türkiye’nin Batı ittifakı içindeki önemini sık sık vurgulamıştır.
Kissinger, Türkiye ile ABD arasındaki diplomatik ve askeri işbirliğini teşvik etmiş, iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesini savunmuştur, Türkiye’nin jeopolitik konumuna sık sık vurgu yapmıştır ve bunun, ABD’nin küresel stratejileri açısından hayati öneme sahip olduğunu belirtmiştir.