İYİ Parti Eyüpsultan İlçe Başkanı Hatice Gürbulak, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, yerel seçimlerin iktidar lehine sonuçlanmasının ülkeye yeni bedeller ödettireceğini gerekçe göstererek kazanacak adayın yanında ve ittifakta yer alması gerektiğini belirtip görevinden istifa etti.
Seçimlerin ardından İYİ Parti‘de başlayan istifa furyasına bir yenisi eklendi.
İstanbul’da Eyüpsultan İlçe Başkanı Hatice Gürbulak istifa etti. Gürbulak, sosyal medya hesabından istifasına ilişkin bir açıklama yayımladı.
Açıklamasında, İYİ Parti İstanbul İl Başkanı hakkında “atama ile tepeden inen” diyen Gürbulak, parti içi siyasette demokrasiye tahammülün olmadığını ifade etti.
Gürbulak, yerel seçimlerin iktidar lehine sonuçlanmasının ülkeye yeni bedeller ödettireceğini gerekçe göstererek “kazanacak adayın yanında ve ittifakta” yer alması gerektiğini belirtip görevinden istifa etti.
Gürbulak’ın açıklamasının tamamı şöyle:
“Hayatım boyunca inandığım değerler uğruna tırnaklarımla kazıya kazıya hep mücadele ettim. Bu durum; siyaset yolculuğumda da aynı şekilde devam etti. Kurucusu olduğum partime de, yaşantımda rol model olarak gördüğüm Meral Akşener sayesinde dahil oldum.
İlk gün ne ise, son dakikaya kadar da hep ülkem ve partim için liyakatin, hak ve adaletin tecellisi için hizmet ettim.
Fakat gelinen noktada görüyorum ki; kadınlara, gençlere, geleceği için endişe duyan ve dezavantajlı durumda olan her bir vatandaşımıza umut kapısı olmak için çıktığımız bu yolda, altı yıldır vermiş olduğum mücadele sonucu ‘kongrede delegenin helal oyu ile seçilerek’ geldiğim Eyüpsultan İlçe Başkanlığı görevimden; şahsi ikballerini ülke ve parti menfaatlerinin önünde tutan, parti içi demokrasiye tahammülleri olmayan, atamayla tepeden inen ve liyakatsizliğin somut örneği olan mevcut İstanbul İl Başkanı, siyaseti kendilerine meslek edinmiş, bu işi geçim kaynağı olarak gören bu ve bunun gibi arkadaşların görmüş olduğu değerle, mücadelesi uğruna benim gibi gecesini gündüzüne katarak çalışan, bırakın menfaati, çoluğunun çocuğunun rızkını hiç düşünmeden ortaya koyan insanlara verilen değer aynı olmuyorsa, keyfi kararlarla emekler hiçe sayılıyorsa, haksızlığa göz yumuluyor ve sessiz kalınıyorsa, kadına ve genç nesle değer verilmiyorsa, kendi içinde hak ve adaleti sağlayamayan bir yönetim anlayışının bu ülkeyi yönetmeye talip olması ne kadar mantıklıdır?
Gelinen noktada daha önce her ne kadar ilçe başkanları toplantısında, ‘hür ve müstakil’ girilmesi yönünde bir tavrım olsa da, sahada bu durumun karşılığı olmadığı ve bizimle de bu durumu değiştirmek için çaba gösterilmediği ortadadır.
İBB’nin, iktidarın hedefinde olduğunu ve seçimlerin de iktidar lehine sonuçlanmasının ülkeye yeni bedeller ödettireceğini düşündüğümden, kazanacak adayın yanında ve ittifaktan yana olmam gerektiğini belirterek bu düşüncelerle görevimden ve İyi partiden istifa ediyorum.
Benimle, benim gibi canla başla mücadele eden tüm arkadaşlarıma hakkımı helal ediyorum. Adaletin hak ve hukukun mücadelesini vermeye devam edeceğimden kimsenin şüphesi olmasın.”