Geçen günlerde hakemlik kariyerini noktalayan Kemal Yılmaz, TFF’nin ‘yaş sınırının dolmasına 2 ay vardı’ sözlerine yanıt verdi.
Yardımcı hakemlik görevinden istifa eden Kemal Yılmaz, TFF’nin yaş iddialarına cevap verdi.
Kemal Yılmaz yaptığı açıklamada, “Faal futbol hakennliğim bırakma kararım sonrasında, TFF tarafından şahsıma yönelik olarak yapılan açıklama ve iddialara cevabımdır:
Öncelikle ve hemen belirtmem gereken şey, TFF tarafından yapılan açıklamaların objektiflik ve nesnel gerçeklikten uzak olduğudur. Şöyle ki; ‘Yaş sınırımın dolmasına 2 ay kalmış olması’ hakkında; Bu konuda, TFF Merkez Hakem Kurulu Talimatı’nın MADDE 29. YAŞ bölümünün 2. Paragrafı açıktır: “Yaş hesaplama. 1 Ocak tarihi esas alınarak, kadronun belirlendiği yıldan doğum yılının çıkarılması suretiyle hesaplanır. Yaş, hesaplanmasında yaşın tamamlanması dikkate alınır. Sezon içerisinde yaş sınırını aşanlar sezon sonuna kadar kadroda kalılar. Sezon sonunda kadrolarını kaybederler.” Talimat dikkate alındığında, TFF tarafından kamuoyuna yapılan açıklamada belirtilen 2 ay sonra hakemlik yaş sınırımın dolacağı” bilgisi en iyi niyetli yorumla, yanlış ve yanıltıcıdır” ifadelerini kullandı.
Kemal Yılmaz’ın yaptığı açıklamanın tamamı şu şekilde:
Bilindiği üzere, yaklaşık iki hafta kadar önce faal futbol hakemliğni bıraktığımı yaptığım yazılı bir açıklama ile kamuoyuna duyurmuştum.
Açıklamalarımın yol açtığı tartışmalar, Simon Kuper’in bir kitabının adını oluşturan “Futbol Asla Sadece Futbol Değildir” görüşünü doğular şekilde, bizim “futbol kamuoyu” dediğimiz şeyin aslında toplumun tüm katmanlarını kapsadığnı göstermiştir.
“Taraftar” tepkilerini anlamakla birlikte, konuya “taraf” olan bazı kişi ve kurumların yaptıkları öznel açıklama ve yorumlar ek bir açıklama yapmayı zorunlu hale getirmiştir. Bu bağlamda görüşlerimi; ilki futbol kamuoyundaki yansımalara, ikincisi de TFF tarafından yapılan açıklamalara cevap oluşturacak şekilde iki bölüm halinde açıklayacağım
• Öncelikle ve memnuniyetle belirtmek isterim ki tüm toplum kesimlerinde daha sağlıklı bir futbol ortamına sahip olmak için bir talebin “VAR” olduğunu görmek geleceğe dair umutlarımı artırmıştır.
• Açıklamalarımda yer alan görüşlerin değerlendirilmesi yerine, bunun bir başkasınca kaleme alınmış olduğu iddiası, haksızlık olması yanında hakemlerin sadece “düdük çalan” veya “bayrak kaldıran” kişiler olarak görüldüğünü gösterir ki yazan ve paylaşanlar açısından üzücüdür.
• Açıklamalarımda yer alan “orta hakem” kavram, teknik bir yanlışlık sonucu olmayıp, futbol kamuoyunun geniş kesimlerinin genel söylemin paralellik taşıması için özellikle seçilmiştir.
• Faal futbol hakemliğini bırakma nedenim, herhangi bir futbol takımı lehine veya aleyhine verdiğim kararlar veya takımlarla ilgili olmayıp; hakemlik kurumuna ve hakemlere yönelik yaklaşımlara karşı alınan bir tutumun sonucudur.
• Hakemliğn hata yapmaya en açık “meslek” kollarından biri olduğu çoğunlukla unutulur. Hakemlik çok geniş bir oyun alanında, farklı iklim koşullarında, çok sayıda kişiyle oynanan ve fiziki temas da içeren hareketli bir spor karşılaşmasını, üstelik hareket halindeyken tek ve dar bir bakış açısı ile saniyelerle bile tanımlanamayacak kadar kısa bir süre içinde görme, muhakeme etme ve refleks göstermeyi gerektirir.
• Sahada görülenin “akıl, ahlak ve vicdan” ölçüleri ile oyun kuralları çerçevesinde karara yansıtılması işidir.
• Pozisyonların farklı açılardan, ağır çekimlerle, çok kişi tarafından, defalarca ve uzun bir süre içerisinde izlenmesi sonrasında yapılan degerlendirmelerde bile bazen kesin bir sonuca veya ortak bir görüşe varılamaması yapılan işin güçlüğünün açık bir kanıtıdır.
• Açıklamamda sözünü ettiğm, “özgür, tarafsız ve adil karar verme süreçlerini engelleyici veya zorlaştırıcı bir yaklaşımdan” kastımın, elbette hakemlere yönelik bir direktif ve telkin olmayıp, sahada görevli hakemlerin tam bir uyum ve işbirliği içinde gördüklerini anında değerlendirmelerinin gereklilik ve önemini ifadeye yöneliktir. Aksi tutum, kararın “ötelenmesi” veya bir başkasına “havale edilmesine” yol açacağ ve yüksek oranda hataya kapı aralayacağı için sakıncalar içerecektir.
• Son paragrafta belirttiğm “hakemlerin görevlerini yaparken karşılaştığı baskının” kaynağından kastım da sokaktan tribüne, her tür medyadan kurum ve kuruluşlara kadar tüm paydaşları içermekte olup, ölçülü ve insaflı olması koşuluyla da doğaldır.
Son olarak.. “Ne gördüğümüz biraz da ne görmek istediğimize bağlıdır.” sözü doğultusunda her kesimin kendi öznel görüşlerini duyurum üzerinden ifade etme veya dayanak yapma yolunu seçmiş olmasını anlamakla birlikte, benim ortaya koymak istediğim tam olarak budur.
Faal futbol hakennliğim bırakma kararım sonrasında, TFF tarafından şahsıma yönelik olarak yapılan açıklama ve iddialara cevabımdır:
Öncelikle ve hemen belirtmem gereken şey, TFF tarafından yapılan açıklamaların objektiflik ve nesnel gerçeklikten uzak olduğudur. Şöyle ki; ‘Yaş sınırımın dolmasına 2 ay kalmış olması’ hakkında; Bu konuda, TFF Merkez Hakem Kurulu Talimatı’nın MADDE 29. YAŞ bölümünün 2. Paragrafı açıktır:
“Yaş hesaplama. 1 Ocak tarihi esas alınarak, kadronun belirlendiği yıldan doğum yılının çıkarılması suretiyle hesaplanır. Yaş, hesaplanmasında yaşın tamamlanması dikkate alınır. Sezon içerisinde yaş sınırını aşanlar sezon sonuna kadar kadroda kalılar. Sezon sonunda kadrolarını kaybederler.”
Talimat dikkate alındığında, TFF tarafından kamuoyuna yapılan açıklamada belirtilen “2 ay sonra hakemlik yaş sınırımın dolacağı” bilgisi en iyi niyetli yorumla, yanlış ve yanıltıcıdır. Matematiksel bir hesaba dayandığından da kesin olarak yoruma kapalıdır. 1977 Şubat ayında doğan biri olarak, -teamüller gereği- 2024-2025 sezonu sonuna kadar hakemlik yapma hakkına sahip birisiydim (Yakın geçmiş örnekleri araştırıldığnda hangi hakemin kaç yaşının sonuna kadar hakemlik yaptığı net bir şekilde görülebilir).
Hatta; “Yaş haddini dolduran sözleşmeli hakemlerden performansı başarılı bulunanlar, MHK’nın önerisi ve TFF Yönetim Kurulunun onayı ile bir sezon daha görev yapabilir” maddesi de dikkate alındığında, faal hakemliği bırakma kararının potansiyel olarak daha önümde 2.5 yıldan fazla bir zaman varken alınmış olduğunun bilinmesini isterim.
• ‘Adı geçen maç sonrası herkesin cezaya girmesi’ açıklaması hakkında;
Açıklamamda, diğer hakem arkadaşlarima da maç verilmemesi ile ilgili kıyaslamaya dayalı bir beyanda bulunmadım. Karar vericilerin “toptancı” bir yaklaşım sergilemelerine ve eğri ile doğruyu ayırma konusundaki özensizliklerine tepki gösterdim. Gözlemci notları ve futbol kamuoyundaki yorumlar sahada verdiğim kararın doğruluğunu ortaya koymuştur. Daha da önemlisi, Merkez Hakem Kurulu üyeleri kararının doğruluğunu teyit etmişlerdir. Tüm bunlara rağmen, “pozisyona karışmamam” gerektiği yönünde yaptıkları açıklamalarla söylem ve eylemleri arasındaki tutarsızlıklar ve gösterdikleri “ikili” yaklaşımları, beni bu kararı almaya iten temel etken olmuştur.
• ’27 Yıllık hakemlik hayatımda hiç mi haksızlığa uğramadığım’ hakkında;
Elbette defalarca haksızlığa uğradığımı hissettim. Hatta, sadece kendime yapılanlarla değil, diğer arkadaşlarımın haksızlığa uğradığnı düşündüğüm durumlarda da sesimi çıkardım ve kurum içi disiplinin elverdiği ölçülerde eleştirilerimi yaptım. Kendimi ifade etme ihtiyacı duymamakla birlikte, konunun özünden uzaklaşmamak için tek bir örnekle yetinmek isterim: En son, Nisan 2023’te yapılan koşularla ilgili haksızlığı nasıl dillendirdiğimi tüm hakem kardeşlerim bilir.
TFF’den, almış olduğu kararın arkasında durup, kendi pozisyonunu savunurken ek bir “haksızlığa” neden olmayacak bir yol ve yöntem bulabilmiş olmasını dilerdim.
Saygılarımla Kemal Yılmaz”