Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. İsrail-Filistin gerginliğine değinen Bakan Fidan, Şu anda bir insanlık dramı yaşanıyor. Bu kriz bir önceki krizlerden farklı. Çünkü İsrail çok büyük bir intikam peşinde dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, TRT Haber’de gündeme ilişkin
konuştu. 7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e saldırısıyla başlayan gerginlikle ilgili
Bakan Fidan, insanlık dramı yaşandığını ve yaşanan krizin öncekilerden farklı
olduğunu söyledi.
İsrail-Filistin gerginliğindeki sistematik yalana dikkat çeken
Bakan Fidan, “Bu yalanın ifade edilmesi, uluslararası toplumun bu meseleyi
sahiplenip iki devletli çözümü mümkün kılması gerekiyor” dedi.
ABD Başkanı Joe Biden’ın İsrail ziyaretine “tarih kayıt
ediyor” değerlendirmesinde bulunan Fidan, İslam dünyasının tavır
geliştiremediğini ifade etti. Bakan Fidan, hegonomik sistemin iflasla
sonuçlanacağını belirtti.
İSRAİL-FİLİSTİN GERGİNLİĞİ
Bakan Fidan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
* Filistin meselesi bizim için önemli. Çeşitli aşamalardan geçmiş
bir konu. 7 Ekim’de başlayan son dram da bizi fazlasıyla endişelendirmekte.
Bugünkü kriz aslında birçok ilgili çevrenin geleceğini gördüğü, fakat üstünü
örttüğü bir kriz. 7 Ekim’de başlayan Hamas saldırıları aslında İsrail’in
bölgede yürüttüğü politikaların yanlış olduğunun bir delili oldu.
“BU KRİZ ÖNCEKİLERDEN FARKLI”
* Şu anda bir insanlık dramı yaşanıyor. Bu dram karşısında biz ne
yapıyoruz? Buna bakmak gerekiyor. Bu kriz bir önceki krizlerden farklı. Çünkü
İsrail çok büyük bir intikam peşinde. Büyük bir misilleme peşindeler. Sivil
nüfusa dikkat edilmemesi, bombalanması, toplu cezalandırma yolunun tercih
edilmesi insanlık için endişe kaynağı olması gerekiyor. Gazze’de elektrik yok,
su yok. Şu anda sivil nüfusun büyük bir bölümü bombalanmış durumda. 1 milyondan
fazla insan güneye gitmek zorunda kaldı.
“TARAFLAR CİDDİ BİR ÇATIŞMA HALİNDE”
* Krizin bütün taraflarıyla temas içerisindeyiz. Birkaç kulvarda
götürüyoruz. Gazze’de yaşanan dramlardan dolayı ateşkes, insani yardım gibi
unsurlar nasıl hayata geçirilir bunlara ilişkin çalışmalar var. Bölgeye barışı
getirecek yapı ne olmalı? Bu noktada atılan adımlar var. Taraflar çok ciddi bir
çatışma halinde. İsrail’in Gazze’deki askeri hedeflerine ulaşması için ortaya
koyduğu çabaya ABD’lilerin de ortak olduğunu görüyoruz.
“İNSANİ YARDIM ÖNCELİĞİMİZ”
* Türkiye’nin iki kulvarda da gerçek ve sahici rol oynamasını
isteyen taraflar var. Samimi bir şekilde bize gelip kendi rehinelerinin
kurtarılmasını isteyen taraflar, ülkeler var. Bu şu anda üzerinde çalıştığımız
konulardan biri.
* Diğer taraftan insanı yardımlara ilişkin yürüyen çalışmalar var.
Geçtiğimiz hafta Kahire’deydim. Orada yaptığımız görüşmelerde, biliyorsunuz
Gazze’ye Refah Kapısı üzerinden yardım yapılıyor. Orada El Ariş limanına
getirilen çok sayıda insani yardım var. Türkiye’den şu ana kadar 80 ton yardım
gitti. Başka ülkelerden de geliyor, diğer ülkelerle de koordinasyonumuz devam
ediyor. Mısır bu konuda çok ciddi kolaylaştırıcı bir rol oynuyor.
ABD’NİN İSRAİL’E DESTEĞİ
* ABD ve bazı ülkeler, stratejik bir akılla hareket etmiyor. İsrail
devletinin desteklenmesi, ABD’li siyasetçilerin rasyonel politika izlemesine
engel. ABD açısından çok kan kaybettirici bir durum. Hastane bombalanması
meselesi ve 500’e yakın sivilin şehit edilmesi büyük bir insanlık dramı.
Biden’ın İsrail’e gitmesi ve Gazze’deki yıkıma onay verir durumda olması tabi
ki tarih tarafından not ediliyor. Bölgedeki ülkeler, müslüman topluluklar,
batılılar bunu görüyor. Birçok insan için sürpriz değil ama, ABD için çok
farklı sonuçları doğurabilecek algı ortaya çıkıyor.
İNSANI KORİDOR İÇİN TÜRKİYE’NİN ÇABASI
* Bu konuda çalışıyoruz. Bizim için önemli olan sorunun herkes için
iyi olacak şekilde çözülmesi. Bunun için çalışıyoruz. Tüm taraflarla
kanallarımız açık. Katar’ın da bu konuda çabaları var. An itibarıyla özellikle
bakanlık ve istihbarat teşkilatımız üzerinden yürüyen temaslarımız var.
Arabuluculuk rolü oynayarak zulmün, kanın durması için atabileceğimiz bir adım
varsa atıyoruz. Önemli olan kim yaparsa yapsın önceliğimiz kanın ve barışın
tesisi.
TÜRKİYE GARANTÖR OLABİLİR Mİ?
* Garantörlük konusu aslında bölge ülkelerinin meseleyi aktif olarak
sahiplenme meselesi. Bir şekilde bölge ülkeleri Filistinlilerle beraber elini
taşın altına sokacaklar. Varılan anlaşmaya uymasını sağlayacak ve kendi
halklarının da bu anlaşmanın tarafı olduğu vurgusunu devam ettirecek bir
garantörlük sistemi. Aynı şekilde İsrail tarafından da işin içinde garantörlerin
olması gerekiyor.
* ABD’nin koşulsuz desteği ile İsrail geçici zaferleri çok elde etti
ama kalıcı bir güvenli barış hiç elde edemedi. Her bir krizde bir öncekinden
daha fazla vatandaşı ve askeri onun da ölüyor.
* Bölgedeki diğer dostlarımızın bunu uygun bulması durumunda biz bu
konuda rol oynayabiliriz diye düşünüyorum. Tabii İsrail tarafında da kimler
araya girecek kimler garantör olacak görmek gerekiyor.