Gazeteci Can Ataklı, Tele1’de yayınlanan programda kullandığı ifadeler nedeniyle ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ suçundan 3 yıla kadar hapis istemiyle hakkında açılan dava kapsamında ilk kez hakim karşısına çıktı. Ataklı, savunmasında bu davanın bir linç kampanyasının ürünü olduğunu belirtti.
Gazeteci Can Ataklı hakkında, 25 Aralık 2023’te Tele1’de yayınlanan programda ‘Pençe-Kilit Harekatı bölgesindeki çatışmada şehit olan bir askerin babasıyla ilgili’ olduğu iddiasıyla yayınlanan video ile ilgili ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama’ suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya Can Ataklı ile avukatı katıldı. Mahkemeye gelen Aile Bakanlığı ile Türk Devletleri Şehit Yakınları ve Gaziler Vakfı avukatları, ayrı ayrı katılma talebinde bulundu.
“DAVA BİR LİNÇ KAMPANYASINA DÖNMÜŞTÜR”
Gazeteci Can Ataklı, mahkemedeki savunmasında, “Böyle suçlanmış olmak ağırıma gidiyor. 47 yıllık gazeteciyim. PKK terörünün başladığı günden beri gazetecilik yapıyorum. 45 binin üstünde yazım var. Tek birinde bile devletin terörle mücadelesine yönelik en ufak kötü bir ifade yok. Binlerce konuşmam var. Kesip biçilerek servis edilen bir suçlama olmuştur. Bu benim ağırıma gitmektedir. Dava, bir linç kampanyasına dönmüştür. Türkiyede artık alışıla gelen bir linç kampanyasının sonucudur bu dava. (Şehit babasının) Eline bir mikrofon veriyorlar, konuşmamın yayınlanan bölümünün hemen ardından, ‘bakın buna değil, mikrofon verenlere diyorum’ diye ekliyorum. Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanının şehit yakınlarına söylediği sözler var, eleştirildiği zaman ‘böyle babalar da var’ diyor. Ağır sözler, şu anda söyleyemiyorum” ifadelerini kullandı.
“DİNİ VE MİLLİ BİR KAVRAMDIR”
Türk Devletleri Şehit Yakınları ve Gaziler Vakfı avukatı, şehit yakınlarının Anayasa ve knunlarla korunan sosyal bir grup olduklarını söyleyerek, Ataklı’nın ifadelerinin, bir şehit babası nezdinde tüm şehit yakınlarını hedef aldığını iddia etti. Vakıf avukatı, 1.5 milyon takipçisi olan bir gazetecinin bu konuda daha fazla dikkatli olması gerektiğini kaydederek, bu olayın, toplumun moral değerlerini düşürdüğünü ve şehitlik kavramının, dini ve milli bir kavramolduğunu söyledi.
“ASIL SUÇLULAR, VİDEOYU BU ŞEKİLDE YAYINLAYANLARDIR”
Can Ataklı’nın avukatı ise, mahkemedeki beyanında dosyada müşteki olarak yer alan kişi ve kurumların hukuki açıdan herhangi bir yararlarının bulunmadığını belirterek, katılma taleplerinin reddedilmesini talep etti. Müvekkili Can Ataklı hakkındaki adli kontrol kararının kaldırılmasını da talep eden avukat, müvekkilin eleştirdiği kişilerin şehit aileleri olmadığını, şehit ailelerine mikrofonu uzatanlar olduğunu kaydetti. Davaya konu videonun sadece 10 saniyesinin alınarak paylaşıldığını belirten avukat, bu suçun asıl faillerinin bu videoyu bu şekilde yayınlayanlar olduğunu ifade etti.
ADLİ KONTROL KARARI KALDIRILDI
Duruşma savcısı, eksik hususların giderilmesini ve Ataklı hakkındaki adli kontrol hükümlerinin devamına karar verilmesini talep etti. Ara kararını açıklayan mahkeme, Aile Bakanlığı ile Şehit Yakınları Varfı’nın davaya katılma taleplerini kabul etti. Can Ataklı hakkındaki yurt dışına çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol hükmünün kaldırılmasına hükmeden mahkeme, eksik hususların giderilmesi için duruşmayı 10 Eylül’e erteledi.
“BUNCA YILDAN SONRA…”
Mahkeme çıkışında basın mensuplarının sorusunu yanıtlayan Can Ataklı, “Ben üzülüyorum sadece. Bunca yıldan sonra böyle bir suçlamaya üzülüyorum. Suçlamanın nevi tabi yaralayıcı benim için. Hem yapmadığım bir şey hem de kasıtlı olarak kampanyanın sorunu. Bunu da çekeceğiz demek ki” dedi.