64. Selanik Uluslararası Film Festivali’nde İtalyan yıldıza önemli ödül…
Ünlü soprano Maria Callas’ın 100. yaşını kutlamak için Tom Volf’un yazıp yönettiği “Maria Callas: Mektuplar ve Anılar” adlı tek kişilik oyunda Monica Bellucci, Callas’ı başarıyla yorumladı. Kasım 2019-Ocak 2023 tarihleri arasındaki dünya turnesinde Bellucci İstanbul’a da geldi. Turne sırasında Tom Volf ile Yannis Dimolitsas oyunun sahne arkasının belgeselini çektiler. Bu belgesel oyun kadar ilgi çekici; iki ünlü kadın arasındaki benzerlikleri, farklılıkları detaylarıyla yansıtıyor, sadece Kallas’ı değil Bellucci’yi de anlatıyor.
YARATICI VE TİTİZ ÇALIŞMA
Siyah-beyaz belgeselin hareket noktası, Roberto Rossellini’nin Jean Cocteau’nun “İnsan Sesi” (1930) oyunundan uyarladığı “L’amore” (Aşk/1948) filmi. Filmin ilk yarısında Anna Magnani telefon konuşmasıyla aşkını kurtarmaya çalışıyor. Bellucci’nin rolüne nasıl hazırlandığını anlatan belgeselde, yaratıcı ve teknik ekibin titiz çalışmasını izliyoruz. “Maria Callas gibi güçlü, zamanın ötesindeki kadınlar bizlere yol açtılar. Hem güzel, güçlü, öncü bir kadındı hem de sevgiye muhtaç, yaralanabilir, melankolik bir kadındı. Toplumun gözünde bir divaydı, içindeyse fırtınalar kopuyordu. Hırslı, çalışkan, disiplinliydi, mesleğine dört elle sarıldı. Aile sevgisinin eksikliğini sanatıyla kapatmaya çalıştı. Yaşamını kendi biçimlendirdi, istediği gibi yaşadı. Sanatçı Maria’nın arkasındaki kadını gördüm, onun ruhuna dokundum” cümleleriyle Callas’ı tanımlayan aktris, tıpkı ünlü soprano gibi mesleğinin ona yaşama gücü verdiğini, tiyatroyu ilk kez deneyerek risk aldığını buna karşın ortaya güzel bir eserin çıktığnı belirtti.
“Callas’ın sahnede 1951’de giydiği tuvaleti giyince tüylerim ürperdi. Maria Yunanlıydı bense İtalyanım, aramızda benzerliklerle birlikte farklılıklar da var. İlk başta tiyatro yapmaktan korktum, seyirciyle doğrudan doğruya iletişimdesiniz, sinemadan çok daha zor, tekrar yok. Maria hâlâ bizi etkiliyor, etkilemeyi de sürdürecek” diyen oyuncu İtalyan sinemasının “Altın Çağı”ndan, “Yeni Gerçekçilik” akımından, Sophia Loren, Gina Lollobrigida, Monica Vitti, Silvana Mangano, Claudia Cardinale gibi hemen şöhret olan İtalyan yıldızlardan bahsetti. Callas ilk ve son filmi “Medea”yı (1969) yönetmen Pier Paolo Pasolini’yle birlikte Kapadokya’da gerçekleştirdi. Bellucci modellikten sinemaya 35 yaşında girdiğini, Malena’da 27 yaşında bir kadını oynadığını, sektörde, kadınların erkeklerden daha fazla mücadele ettiklerini, kadınların hâlâ erkeklerin dünyasında var olmaya çalıştıklarını vurguladı.
HEP SPOTLAR ALTINDA, BAZEN GÖLGEDE…
“Zamanla yarışmıyorum, yarışırsam kaybedeceğimi biliyorum çünkü. İşimle yaşamım arasında bir denge kurdum, hayatı akışına bıraktım” diyen Bellucci, bağımsız, düşük bütçeli yapımlar ve büyük bütçeli filmlerde de oynadığını, projeye inanması gerektiğini, hep spotlar altında olduğunu, bazen de gölgelere çekildiğini açıkladı.
“Maria Callas: Mektuplar ve Anılar” oyununun belgeseli Monica Bellucci için değerli bir çalışmaydı. Ona tam zamanında teklif edildi, 54 yaşında yaşamını yitiren Callas’ı 59 yaşındayken başarıyla yorumladı. Bellucci de, Isabelle Huppert, Charlotte Rampling, Emma Thompson, Frances McDormand gibi uzun yıllar sinemada da tiyatroda da mesleğini sürdürmeye kararlı. Performans sanatçısı Marina Abramovic, “Maria Callas’ın 7 Ölümü” adlı opera projesi hazırladı. Pablo Larrain’in “Maria” filminde de Angelina Jolie ve Haluk Bilginer oynuyor.