Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, bugün partisinin ‘Genişletilmiş İstişare Kampı’nın kapanış konuşmasını yaptı. Davutoğlu, Sayın Cumhurbaşkanı’nın ‘Siyasi yumuşama dönemi başlamıştır’ ifadesini tarihi bir açıklama olarak görüyor ve destekliyoruz ifadelerini kullandı.
Ahmet Davutoğlu kurucusu olduğu Gelecek Partisi’nin ‘Genişletilmiş İstişare Kampı’na katıldı. Davutoğlu burada yaptığı konuşmada AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘yumuşama’ mesajına değindi.
Davutoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“TARİHİ BİR AÇIKLAMA”
Sayın Cumhurbaşkanı’nın ‘Millete küsmek olmaz. Oturup değerlendireceğiz’ sözünü ciddiye almıştık. Son attığı adımları, özellikle son cuma namazı çıkışı ‘Siyasi yumuşama dönemi başlamıştır’ ifadesini tarihi bir açıklama olarak görüyor ve destekliyoruz. Ancak içinin doldurulması lazım. Sayın Erdoğan’ın siyasi hayatının önemli bir kısmında yanında en yakın çalışma arkadaşı olarak bulunmuş, bir kısmında da yapılan yanlışlar karşısında hiç çekinmeden konuşmuş bir siyasetçi olarak şu soruyu sormak isterim kendisine: Bu siyasi yumuşama bir taktik manevra mı, Türkiye’nin geleceğini belirleyecek stratejik bir dönüşüm kararı mı?
Hepimiz biliyoruz, Sayın Erdoğan bir siyasi taktik dehasıdır. Ama stratejik hedefler konusunda bir uçtan diğer uca gidecek esnekliğe de sahiptir. AK Parti içindeki arkadaşlarıma seslenerek ifade ediyorum: Onların taktik olarak gücü koruma sorusuna verdiği cevaplar, Türkiye’nin stratejik hedeflerini bir uçtan bir uca savrulur hale dönüştürmüştür. 2002’de, ekonomik kriz sonrası yolsuzluklarla, hortumlamalarla, siyasi ahlak açısından yaşanan büyük zaaflarla, yasaklarla boğuşan bir Türkiye’den AK Parti kurulurken bunu alıp özgürlüklere, demokrasiye, insan haklarına dayalı yeni bir siyasal düzen, yoksullaşmayı durduracak sosyal adalet anlayışı, ve temiz siyaset anlayışıyla Türkiye’yi bir yere taşımayı hedeflemiştik. Sayın Erdoğan’ın ve iktidardakilerin taktik güçlerini koruma düşüncesi o stratejik hedefi yok etti.
“CHP’YE GİDECEKSE BİZDEN BİR KÜÇÜK ÖZRÜ BORCU VAR”
İktidara ve Sayın Erdoğan’a seslenmek istiyorum: Siyasi yumuşama kararınız ve ifadeniz çok doğrudur, içini stratejik olarak doldurmak şartıyla. Ama amacınız, ‘İkinci parti konumuna düştüm. Bir müddet tartışmaları benim alanımdan çıkarıp muhalefetin içine taşımak için muhalefetin bir liderini öne çıkarıp diğerlerini göz ardı edeyim ve içeride böylece bir tartışma çıkartayım gibi bir taktik manevraysa Türkiye bir yerden diğer yere yine savrulur. Çok doğru bir tavır, eleştirmek için söylemiyorum; Sayın Erdoğan CHP Genel Merkez’e gidecekse bizden bir küçük özür borcu var. Eğer 2016 darbesinden sonra Yenikapı ruhu korunmuş olsaydı Türkiye’de ‘tek millet’ çağrısını her alanda söylemek gibi bir ihtiyaç hissetmeden milleti tek bir ruhta birleştirmek mümkün olmaz mıydı? Üslubumuzu bunda sonra değiştireceğiz, siyasi yumuşamaysa biz de aynısını yapacağız ama samimiyet görmek istiyoruz.
“TERÖRLE İŞBİRLİĞİYLE SUÇLADIĞINIZ CHP İLE GÖRÜŞÜYORSUNUZ DA NİYE EN YAKIN ARKADAŞLARINIZLA GÖRÜŞMÜYORSUNUZ”
Arkasından atılması gereken adımların şunlar olduğunu düşünüyorum: Siyasi yumuşamanın bütün kesimlere aynı ölçüde yansıması. Eğer siyasi yumuşamaysa Sayın Erdoğan’ın Gazze konusunda bir özür dileme ihtiyacı var. bayramlarda bile bizimle bayramlaşmaktan kaçan AK Parti, neyin yumuşamasını yapmış olur? AK Partili kardeşlerime sesleniyorum: Dönün, Sayın Erdoğan’a sorun, Daha geçen sene terörle işbirliğiyle suçladığınız CHP, Erdoğan görüşmesinden bir gün sonra DEM ile de görüşme yapıp Erdoğan da şimdi orayı ziyaret edecek -ki bunların hepsi doğru- bir sene önce, ‘Masanın altında HDP var’ deyip terörle işbirliği yapmakla suçladığınız CHP ile görüşüyorsunuz -ve doğru da- niye en yakın arkadaşlarınızla görüşmüyorsunuz? Anayasa tartışmalarına siyasi yumuşamanın yansıması lazım. Siyasi yumuşama, dikte ettirilmiş anayasa değişikliği veya oyalama taktikleriyle olmaz. Numan Kurtulmuş, anayasa görüşmesinde grubumuzu ziyaret ettiğinde, ‘Usul için geldik, detaya girmeyeceğiz’ demiş. Siyasi yumuşama varsa anayasa tartışmalarına limit konmamalı. Türkiye gerçek anlamda sivil bir anayasaya kavuşmalı.
“ALTILI MASANIN OLUŞTURDUĞU YUMUŞAMA OLMASA YÜZDE 37’YE ÇIKABİLECEK MİYDİNİZ”
Altılı Masa’da bütün bu çabamızı sürdürdüğümüz için ve onun için bedeller ödediğimizi göre göre bize dönüp ‘Bizden şu kadar milletvekili aldınız’ diye hesaba çekenlere soruyorum şimdi: Eğer o masanın oluşturduğu yumuşama olmasaydı siz yüzde 37’ye çıkabilecek miydiniz? Oranlar değişir ama değişmeyecek olan tek şey ilkeleriyle davranan siyasetçilerin gün gelip halkın vicdanında hak ettiği yeri alacakları gerçeğidir.
“BÜTÜN PARTİLERE KAPIMIZ AÇIKTIR, BÜTÜN PARTİLERLE GÖRÜŞÜRÜZ”
Alanda bize büyük bir teveccüh vardı ama niye oya dönmedi? Bu önemli bir sorudur. İktidara yönelik öfkenin en büyük alternatife yönelmesi önemli bir sebeptir. Bunun bize uygulanan medya ambargolarıyla da ilgili sebepleri vardır. Yeni bir yönetime ihtiyacımız var. İstikametimiz doğrudur. Siz, Gelecek Partisi’nin milletvekillerini satılık mal, şahsiyetsiz insanlar mı zannettiniz?
İşte buradan bu fitneyi çıkaran tilkilere, çakallara söylüyorum: Gelecek Partisi’nin neferleri, milletvekilleri, il başkanları, kurucuları aslanlar gibi burada. Bu yeni üslup içerisinde en zayıf tarafımızın iletişim olduğunu biliyoruz. Biz bu milletin yürekten yüreğe iletişimine talibiz. İlkesel olarak aldığımız kararı paylaşıyorum: Bütün partilere kapımız açıktır, bütün partilerle görüşürüz, milletten oy almış hiçbir partiyi dışlamayız. Bugün AK Parti ile CHP’nin böyle görüşüyor olması, bazı ipotekleri siyasetin üzerinden kaldırmıştır. Bizim AK Parti ile görüşmemiz halinde, -görüşme peşinde değiliz- hiçbir CHP’linin ‘AK Parti ile iş mi tutuyorsunuz’ deme hakkı yoktur.”