Vitrindeki Albümler’de bu hafta…
AH! KOSMOS & HAINBACH ‘BLAST OF SIRENS’ (FUU RECORDS)
Elektronik müziğimizin yakın tarihine adını yazdıran isimlerden biri Ah! Kosmos adıyla çalışan deneysel ses sanatçısı ve besteci Başak Günak. Yıllardır Berlin’de yaşıyor ve bu şehri dünyaya açılan bir kapı olarak iyi kullanıyor. Kolektif ruhu yüksek ve kendisi gibi deneysel bir elektronikçi olan Hainbach ile yaptığı işbirliğinin ürünü olan 10 parçalık “Blast of Sirens”, attığı adımların somut göstergesi.
İki müzisyen seslerin yapı-bozumu ve ekipmanların salınımlarına olan ortak ilgileri münasebetiyle tanışmış, birlikte Hainbach’ın stüdyosunda müzik yapmaya başlamış. Her oturumda karşıtlıklar arasındaki ilişkiyi keşfetmişler. Buldukları ilginç soundu ses manzaralarına dönüştürerek bestelemişler. Bu ilişki bilhassa Başak’ın diskografisinde iri bir adıma yol açmış. Kraut elektronikçilerinin ayak izlerine basarak çaldıkları ambient parçalarda Popol Vuh’a has bir atmosfer yaratarak adeta Werner Herzog filmlerine eşlik etmişler. Ritimli parçalarda ise Tangerine Dream ile Kraftwerk mirasına saygı duruşunda bulunmuşlar. Mad Max’vari bir filmde distopik bir görüntüyü, kıyamet sonrası ağır çekim bir sahneyi canlandırmışlar.
Kullandıkları nadir analog çalgılarla, bizlere farkında olmadığımız bir dünyanın kapılarını aralamışlar.
MEHMET POLAT QUARTET ‘EMBODIED POETRY’ (AFTAB RECORDS)
Amsterdam’da yaşayan Türk müzisyen Mehmet Polat, son derece çalışkan bir proje uzmanı. 2011 yılından bu yana her biri farklı bir yaratıcılık ürünü olan çalışmalarda bulunuyor. Son çalışması “Embodied Poetry” de geçmişteki işlerinin hem devamı hem de söyleyecek yeni müzikal bir sözü olan güzel bir albüm.
Ud çalan, besteci Polat tamamı kendi bestelerinden oluşan 12 parçalık bu çalışmasında yeni bir orkestraya liderlik ediyor. Piyanoda Hollandalı Mike Roelofs, basta Hollandalı Daniel van Huffelen, davulda da Bulgar Martin Hafizi yer alıyor. Eşlikçiler ise trompette Gijs Levelt, duduk, ney ve flütte Vardan Hovanissian, neyde Şükrü Kirtiş. İmrendirici bir uyum içinde çalan yeni dörtlü, cazı kendi müzik gelenekleriyle birleştiriyor. Her bir üye parçadan parçaya katkı sunuyor ve kendi özgün geleneklerini özgürce sergileyebiliyor.
Albüm bir anlatı olarak ilhamını hayatın mütemadiyen değişen dinamiklerinden alıyor. Doğu müziğinde yaygın olan 5/4, 7/4 ve 9/8 gibi ölçüleri kullanıyor; çağdaş Ortadoğu cazından taşıdığı esintilerle iki dünyayı birleştiren melodiler ve hikayelerden oluşuyor.
“Embodied Poetry”, etkileyici bir tarz yelpazesine sahip. İster caz sevin ister dünya müziği; herkesin mutlaka dinlemesi gereken bir albüm.