Dünya genelinde yapılan araştırmalar genç neslin apolitikliğe ya da sağ partilere yöneldiğini gösteriyor. Gelişen teknoloji ve sosyal medya sebebiyle siyaset yapma şeklinin de değiştiği çağımızda gençlerin politik eğilimlerinin nasıl şekillendiğini Prof. Dr. Ali Çarkoğlu değerlendirdi.
Kuşaklar değiştikçe siyasetin yapılma biçimi ve gençler üzerindeki etkisi de şekil değiştiriyor.
Teknolojik gelişmelerin, yapay zekanın ve sosyal medyanın hakim olduğu günümüzde gençlerin siyasete olan ilgisinin ve politikaya bakış açısının nasıl şekillendiğini Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Çarkoğlu Cumhuriyet TV‘ye değerlendirdi.
(Prof. Dr. Ali Çarkoğlu)
Z kuşağının önceki kuşaklara göre teknolojik olanaklarının fazla olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ali Çarkoğlu, “Gençlerin siyasete sosyalleşmesi genellikle aile etrafında oluyor. Ailenin dışına çıkma olanağı bulan gençler başka görüşlerden de etkileniyor. Ancak bu olanağa çok sayıda genç sahip değil. Tipik bir Batı Avrupa ya da Kuzey Amerika genci 18 yaşını geçtikten sonra ailesinden ayrılıp kendi başına yaşayabiliyorken Türkiye’de bu, ekonomik koşullar sebebiyle mümkün olmuyor” dedi.
GENÇLİKTE MUHAFAZAKARLIK EĞİLİMİNİN SEBEBİ NE?
Nesiller arası çatışmanın doğal olarak ortaya çıkmasının siyasi tercihe önemli oranda yansımadığını belirten Çarkoğlu, 1980’den sonraki eğitim sisteminin gençlerin siyasi tercihlerini muhafazakar bir hayat görüşü etrafında şekillendirdiğini, yeni nesillerin ‘ilerici’ olmaları beklentisinin tersine azınlıklara karşı yeterince anlayışlı olmadığını aktardı.
Gençlerin kendini genellikle Kemalist, Muhafazakar ya da milliyetçi olarak kimliklendirdiğini söyleyen Çarkoğlu, “Bugün dünyanın dört bir yanında üniversitelerde Gazze’ye yönelik yapılanlar protesto edilirken Türkiye’de böyle değil. Türk gençliği dünyaya açık ve dünya ile hareket eden bir gençlik izlenimi vermiyor. Türkiye’de ortamın buna olanak tanımaması gerekçe olarak gösterilebilir ancak gençlik beklentilerimizin tersine ilerici ve dinamik bir yapıya sahip değil” ifadelerini kullandı.
SAĞIN YÜKSELİŞİ NEYE BAĞLI?
Dünyada genç kuşağın sempatisinin sağ partilere kaydığının gözlemlendiğini ifade eden Çarkoğlu, bu durumu kurulu düzen karşıtı tepkisel siyaseti dile getiren ortanın solundaki partilerin yerini ortanın sağındaki partilerin almasına bağlıyor.
Çarkoğlu, AKP ve CHP gibi partilerin gençliğe hitap etme yeteneğini kaybettiğini öne sürdü ve şunları söyledi:
“Gençlerin sempatisini Zafer partisi ya da bir başka parti kazanabilir ancak bu olanak değerlendirilir. Aslında gençlik pek de siyasetle ilgilenmiyor. Türkiye’de gözlemlediğimiz siyasetin kötü bir şey olduğunu, siyasetçilerin beklentileri hiçbir zaman karşılamadığını düşündükleri yönünde. Siyaset onların hayatının sorunlarını dillendirmiyor.”
GENÇLERİN HAYATTAN BEKLENTİSİ AZ!
Gençlerin üniversite yaşamıyla beraber barınma sorununun başladığını belirten Çarkoğlu, öğrenciyken bağımsız bir yaşam elde etmelerinin imkansız olduğunu, çalışmaya başladıklarında da piyasanın en düşük ücretlerini kazandıklarını söyledi. Bu durum ise gençlerin hayattan beklentilerini azaltıyor. Gençlerin gelir elde edemeyip dünyayı göremediğini, protesto haklarının ise iktidar tarafından bastırıldığını aktaran Çarkoğlu, gösterilecek tepkinin bu sebeple göçmenlere ve azınlıklara yöneldiğini belirtiyor.
“Gençliğin en önemli sorunu üretken bir biçimde hayata katılabilecekleri hazırlık olanağını bulamamalarıdır” diyen Çarkoğlu şöyle devam etti:
“Üniversiteye gitmek iyi bir eğitim almış olmak anlamına gelmiyor. Öğrenciler üretken, dünya ile rekabet edilebilir bir eğitim almıyorlar. Türkiye’deki mevcut siyasi ortam protestoya izin vermiyor. Gençlerin kendilerini ifade etmek olanağını sağlamak ülke yararına bir çıkarıma ulaşmak gerekiyor.
Gençlerin itirazlarının sağ partiler tarafından dile getirilmesi şanssızlıktır. 70’li yıllarda gençlik hareketlerine anarşizm denirdi ama o hareketler Türkiye’yi dinamik tuttu. Öğrencilerin vurulduğu o günleri aramıyoruz elbette fakat gençlerin Türkiye siyasetine sahip olmaları özlenecek bir durum.”
SİYASİ PARTİLER İÇİN BİR FIRSAT!
Gençlerin muhafazakar ve tepkisellikten uzak yetişmişliğini “durgunluk” şeklinde niteleyen Çarkoğlu, bu durgunluğun aşılması gerektiğini söyledi. Bu durumu aşmanın yolunun gençlerin özeleştiri yapmasından geçtiğini, politize olamamış durgun kitlenin bütün partiler için bir fırsat oluşturduğunu aktardı. Yeni fikirlerin yaratılarak gençliğe hitap edilmesinin değişim yaratabileceğini de ekledi.