Türkiye’de ilk başarılı organ nakli 3 Kasım 1975’te yapıldı. O günden bu yana binlerce insan organ bağışıyla yaşama tutundu. Türkiye’de hâlâ 30 bini aşkın hasta bağış bekliyor. Uygun donör arayanların yüzde 10’unu çocuklar oluşturuyor.
Organ nakli bekleyen binlerce hastanın umutla duymak istediği tek bir cümle var: Size uygun organ bulundu. Türkiye’deki 30 bini aşkın hasta her güne bu cümleyi duymanın hayaliyle başlıyor. Ancak ülkemizde kadavradan bağış her geçen gün azalıyor. Organ nakli bekleyen kişilerin yüzde 10’u çocuklardan oluşuyor. Nakil beklerken yılda yaklaşık 2 bin 500, günde ise 7 kişi yaşamını yitiriyor.
‘DÜNYADA BİRİNCİYİZ AMA’
Türkiye’de ilk başarılı organ naklinin 3 Kasım 1975’te yapılmasının ardından organ bağışının önemine dikkat çekmek amacıyla her yıl 3-9 Kasım tarihleri “Organ ve Doku Bağışı Haftası” olarak kutlanıyor. Organ Nakli Koordinatörleri Derneği, “İzin Ver, Yaşasın” temasıyla önceki gün İstanbul’da bir basın açıklaması düzenledi. Etkinlikte Organ Nakli Koordinatörleri Derneği (ONKOD) Yönetim Kurulu Başkanı Nilgün Bilal, ONKOD Başkan Yardımcısı Rahmi Baykan, genel sekreter Türkan Yılmaz Ulusoy, yönetim kurulu Üyeleri Aynur Gör ve Nezahat Bingöl’ün yanı sıra böbrek nakli geçiren gazeteci Didem Seymen, akciğer nakli geçirmiş Aygün Mengelli, kadavradan böbrek nakli olmuş bir çocuk hasta ve 5 yıldır akciğer nakli bekleyen bir hasta yer aldı.
Etkinlikte konuşan ONKOD Yönetim Kurulu Başkanı Bilal, “Türkiye olarak, organ nakli alanında her ne kadar derin bir tecrübe ve bilgi birikimine sahip olsak da kadavradan nakiller ve kadaverik bağışçı sayısı olarak maalesef yeterli bir noktada değiliz. Canlıdan canlıya nakillerde dünyada birinci sırada olmamıza rağmen, kadavradan (kadaverik donör) nakiller konusunda maalesef istediğimiz noktada değiliz. Bu sonucun arkasında elbette aile onayı başta olmak üzere, kültürel ve sosyolojik birtakım sebepler var” ifadelerini kullandı.
‘ÖLECEĞİMDEN EMİNDİM’
Bilal’in ardından söz alan akciğer nakli geçiren Aygün Mengelli nakil sürecinde yaşadıklarını anlattı. Nakil sürecinde yaşamını yitireceğinden emin olduğunu söyleyen Mengelli, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Nakil için hastaneye giderken öleceğimden emindim. Sabah kalkıp cenaze evi olacak diye düşünerek evimi toparladım, kedime mamasını verdim ve hastaneye gittim. Gözlerimi açtığımda doktorum, ‘Bu ameliyat Türkiye’nin rekoru oldu’ dedi. 44 yaşındaki rahmetli donörüm sayesinde hayata tutundum. Kendisi sekiz kişiye hayat oldu.”
‘180 GÜNÜM DİYALİZDE’
Bir başka konuşmacı Harun Cihat Akkaya, ise 5 yıldır böbrek nakli beklediğini belirtti. Günden güne umudunun azaldığını söyleyen Cihat, “Günümün çoğunluğu diyalizde geçiyor. Yılın 365 gününün yaklaşık 180 günü diyalizde geçiyor. Evimden daha çok hastanede vakit geçiriyorum. Bu durum ailemi de etkiliyor. Sosyal yaşantımız neredeyse sıfır. Bir gün diyalize girip ertesi gün dinleniyoruz. 8 yaşındaki kızıma henüz hastalığımdan bahsetmedik. Diyalizde olduğum saatler işe gidip geldiğimi söylüyoruz” dedi.
‘BAĞIŞ YÜZDE 22’DEN YÜZDE 15’E DÜŞTÜ’
Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, Organ Bağışı Haftası nedeniyle Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Diyaliz Merkezi’nde diyalize giren hastaları ziyaret etti. Ziyaret sonrası Erk, organ nakli sayısının pandemi nedeniyle azaldığını, ilk hedeflerinin bu sayıyı eski düzeye getirmek olduğunu belirtti.
Erk şöyle devam etti: “Böbrek nakli için 23 bin kişi sırada beklerken yıllık 3 bin 500 böbrek nakli yapılıyor. Ne yazık ki beyin ölümü sonrası aile onayı gerekli malum. Beyin ölümü sonrası yapılan organ bağışı yüzde 22’lerden yüzde 15’lere kadar düştü. Halkın bilinçlendirilmesi ve yönlendirilmesi lazım.”